bugünü de saymazsak yarın son iş günüm...aslında kendimi pek iyi hissetmiyorum...sadece yorgunluk değil...gönül yorgunluğu ...
şu gönül yorgunluğu lafını çok severim yenilerin pek rağbet etmediği eskilerin se çok kullandığı bi laf....yorgun musun dediğinde yok be gönül yorgunluğu derler
öyle ya fiziksel yorgunluktan beterdir
yani ne yapıyorum sabah kalkıyorum işe geliyorum
rutin yayınlar
olağanüstü bi vaziyet yok
"sırtımda taş taşımıyorum " tabiri caizse
ama gün için de etrafta olan biten
gazetelerde okuduklarım
tanıdığım tanımadığım insanların başlarına gelenler
ve pilim bitiyor....eve posa halinde dönüş...!
duru'nun sorularına bile yanıt verecek gücü bulamıyorum
yeterince ilgilenemiyorum
üzülüyorum...:(
hemen kaygılanıyorum " üzerime ölü toprağı serpilmiş " diye....hakikaten öyle bi ağırlık öyle bi yorgun olma hali...
zorluyorum kendimi
çünkü bu durumdan başta ben hoşnut değilim
canım ailem kimbilir ne düşünüyor
hadi kalk
hadi aç gözlerini
yemeği yap. oyna kızınla, sohbet et..
uğur'a iyi görün
yüzün gülsün...
tüm bunlar olurken halinden de şikayet etme
zor be!
şimdi tatile gitmeye 1 gün kala tatil dönüşü
yeni bir başlangıç hayal ediyorum...
daha güçlü daha enerjik
olmayı
sevdiklerime daha çok zaman ayırabilmeyi istiyorum!
istiyorum da istiyorum vesselam:)....
heyyyooooooo!!!