işin aslı şu ki ben eve gitmek istiyorum....
çok yorgun bıkkın sıkkınım
bi eve gitsem durukuşumu koklasam öpsem 
geçecek biliyorum 
şimdi oturmuş gecenin bu vaktinde yazıyorum  
eh belki seval okur bu satırları 
3 gündür sezen aksu takılı orada diyordu
:( yazacak hayırlı bişey bulamadım be sevalim ne yapayım
ratingi yüksek bir blogda değilim
sadece senin gibi dostlar uğruyor arada
aslında yarın için güzel planlar var
herşeyden önce izinliyim en güzel tarafı bu
bütün kuzenler biraraya geliyoruz 
çoluk çocuk havuza gidicez
eğer bir yerlerde uyuyup kalmazsam bol bol fotoğraf çekerim
tembellik etmezsem pazara da bloga postlarım
hayat bayram olsa
çok yesek ama zayıf kalsak
çalışmadan...:) kazansak!
gözyaşı diye bişey olmasa..
hüzünü tanımasak mutluluğun kıymetini bilir miydik acaba
eh gecenin bu saati uçuş serbest....
 
 
2 comments:
Alov. Biz de burdayız. Amacımız rating arttırmak değil; arkadaşımız blog yapmış(bu arada blog ne ya), uğraşmış, emek vermiş yazılar yazmış, resimler şiyirler şarkılar koymuş, biz de okuyalım bakalım faydalanalımdır yani.
Şimdi azcık ciddi şeyler yazıcam:)Saatler 00:47'yi gösterirken pek darlanmışsın filizim. Ve fakat hayat istesek de istemesek de böyle birşey. Bunu kabullenip buna göre yaşamamız gerekiyor maalesef.Efendim biz, masa değiliz, böcek, fil, yarasa, kaplumbağa ya da tilki değiliz. Biz insanız. Varlığımızın özü insan oluşumuzda yatıyor. Bu durum beş yaşındayken de böyle, doksanbeş yaşındayken de. Sorun varoluş problemidir. Varoluşunu anlamlandırabilme problemi. Uzayda hacim kaplama meselesine bir gerekçe yaratabilme problemi. Dünyanın üzerinde var olan herhangi bir mahlukatın bu problemle bağlantısı, insanoğlunun ise başka bir problemle bağlantısı olduğunu düşünmüyorum. Aynı problemi binlerce yıl önce, tanımadığım, beni tanımayan, kültürü, zamanı,coğrafyası farklı bir insan da yaşamıştır, ben de, biz de yaşıyoruz. Ve bu bizi kardeş kılıyor. Bir anlam arıyoruz. Varoluş yüzünden acı çekiyoruz. Dünyada acı duyan her varlık aynı tepkiyi verir. Ses çıkarır. İşte çıkardığımız sesin niteliği de acımızın büyüklüğünü anlatır bize, karşımızdakine, anlayabilene...Herkes de kendince bir ses çıkarıyor efendim. Derdim, sesimizden evvel, acımız nitelikli olsun. Ne yüzünden acı çekiyoruz. Fiziksel açlıklarımızdan dolayı mı, yoksa başka bir sepepten mi. Herkes, istisnasız uğraştığı mesele kadar büyüktür.Ne ile uğraşıyor isek oyuz, onun kadarız. Bu noktada sözü, beni derinden etkileyen bir kaleme bırakarak, bir alıntılama, bir hatırlatma yapmak istiyorum efendim;
"Hepsi anımsanacaktı; ama herkes bekleyişi kadar büyüktü. Biri olabilecek olanı beklediği için, diğeri daimi olanı beklediği içinbüyüktü. Oysa imkansızı bekleyen herkesten büyüktü. Hepsi anımsanacaktı; ama herkes mücadele ettiğişeyin büyüklüğü kadar büyüktü. Dünya ile mücadele eden dünyayı alt ettiği için, kendi ile mücadele eden kendisini alt ettiği için büyüktü. Oysa Tanrı'yla mücadele eden, herkesten büyüktü.
Sevgiler efendim:)
canım kardeşim...ne doğru de mişsin yine...çok abartıyorum herşeyi ama illa ki biri böyle dan dan diye yüzüme vuracak anca anlıyorum ben!
haklısın yine herzamanki gibi
o kadar çok seviyorum ki seni iyi ki varsın iyi ki arkadaşımsın
hasretle kucaklıyorum:) görüşemiyoruz ya aynı binada:)pes doğrusu
Post a Comment